Alışverişten Yeme-İçmeye Detaylarda Gizlenen İncelik;
The Lioness Cafe

Lioness, Ordu’nun hatta Karadeniz’in kedine has ilk konsept Mağaza-Kafe’si… Tasarımı ve sunumu ile farklılık yaratan The Lioness Cafe, modern esintinin yanında nostaljik atmosferi ile de övgüye değer.

Rotamız, Ordu’nun güzel caddelerinden Sırrıpaşa caddesi… Cadde boyunca yürürken gözümüze çarpan ve görünce ‘Mağaza mı, kafe mi acaba?’ diye düşündüren mekana götürüyor ayaklarımız bizi. Gözlerimizi mağazanın birbirinden güzel tasarım ürünleri, ruhumuzu ise ortamın rahatlığı ve özgünlüğü ile doyururken muhteşem tatlıları ve kahvesi ile de tarifsiz lezzetlerini deneyimliyoruz.

Kafe bölümünde Sparta Kraliçesi Leda ile kuğu kılığına girmiş Zeus’un kaçamağından doğan; Melenos’un karısı, Truva savaşına neden olan dünyanın en güzel kadını Truvalı Helen’in kabartması karşılıyor bizi. Güçlü bir kadın karakter olan Helen kafede modern esintinin yanında, nostaljik bir atmosfer de yaratmış.

Kahvelerimizi yudumlarken bu mağaza-kafenin yaratıcısı Şeyda Poyraz ile keyifli bir sohbete başlıyoruz;

Macerasını “Yapmak istediğim ve sevdiğim her şeyi birleştirip 20 m² bir alana sığdırmaya çalıştım. Burası Ordu ve Karadeniz’in ilk konsept mağazası. İnsanlar uzun bir süre buranın sadece bir mağaza, sandalye ve masaların ise satılık ürün olduğunu düşündüler. Kafe olduğunu anladıkları zaman ise artık boş masa için sıra beklemeye başladılar” diye anlatmaya başlıyor Şeyda Hanım. Sofra sunumuna aşık olduğunu ve sofrada sunulan yemekler kadar sunum şeklinin de önemine vurgu yapıyor ve bunu Lioness’de de insanların yaşamasını sağlıyor.

Ordu’nun en güzel caddesi Sırrıpaşa’da otururken bazen keyif, bazen yorgunluk, bazen de umutla içtiğiniz o kahvelerinize hem çocukluktan itibaren tadını en çok sevdiğimiz bizi en çok mutlu eden tatlılarımız eşlik etsin, hem de içilen bir kahve ya da bir çay olmaktan biraz çıksın; sunum her şeyin önüne geçsin istedim.”

Mağazada gümüş ürünler dikkatimizi çekiyor. Sunumları çok sevilen Some Home ve Pip Studio markasıyla yapıyorlar. ‘Neden gümüş?’ sorumuzu ise Şeyda Hanım; “Bence gümüş bir sofranın olmazsa olmazı. Kaliteli bir gümüş zamansız ve her zaman çok asil duruyor, sofrayı zenginleştiriyor ve en güzeli de parça seçmiyor. Ben kendi evimde de çok kullanıyorum. O yüzden gümüş” diye yanıtlıyor.

Mağazada dikkatimizi çeken bir başka bölüm de takılar. Mon Reve’nin müthiş takı koleksiyonunu kahvenizi yudumlarken inceleyip, en sevdiğiniz parçaları satın alabiliyorsunuz. Bu bölümü de incelikle tasarlayan Şeyda Hanım “Bu takıların bizim için özel bir yeri var. Geçtiğimiz günlerde Mon Reve’nin kurucusu Betina Hanımı Ordu’ya davet ettik ve çok güzel bir etkinlik organize ettik. Oldukça keyifli geçen organizasyon çok da ilgi gördü” ifadeleri ile mağazasının her bölümü için farklı özen gösterdiğini belli ediyor.

Şeyda Hanım, sıcak ve sempatik tavrı ile ağırlıyor misafirlerini; müşteri olarak görmüyor, arkadaşlık temelli bir yakınlık sergiliyor. Burayı açarken de bu bakış açısı hakim olmuş. Bunu “Neden böyle bir yer açma ihtiyacı doğdu?” sorumuza verdiği yanıttan anlıyoruz: “Yapı olarak sosyal bir insanım. Lioness’da yeni insanlarla tanışmak arkadaşlıklar kurmak bana inanılmaz iyi geliyor. Bazen tek başına bir misafirimiz oturup kahvesini yudumlarken yan masaya dahil olabiliyor bir anda. Ya da tamamen tesadüf 10-15 kişi birbirinden habersiz toplanabiliyoruz. Bunlar bana inanılmaz keyif veren şeyler. Ordu’nun en güzel caddesi Sırrıpaşa’da otururken bazen keyif, bazen yorgunluk, bazen de umutla içtiğiniz o kahvelerinize hem çocukluktan itibaren tadını en çok sevdiğimiz bizi en çok mutlu eden tatlılarımız eşlik etsin, hem de içilen bir kahve ya da bir çay olmaktan biraz çıksın; sunum her şeyin önüne geçsin istedim. Lioness her mevsim yenilenen konseptiyle ve her daim kendini daha çok geliştirerek kaliteden asla vazgeçmeden hizmet vermeye devam edecektir. Hayalimiz The Lioness’ın Ordu dışında ikinci şubesini açmak. Bunu da ilk defa sizin aracılığınızla duyurmuş olalım.”

“Bence gümüş bir sofranın olmazsa olmazı. Kaliteli bir gümüş zamansız ve her zaman çok asil duruyor, sofrayı zenginleştiriyor ve en güzeli de parça seçmiyor. Ben kendi evimde de çok kullanıyorum.”

Biz deneyimledik; tatlıları ve kahvesi muhteşem. Yakın illerden meşhur profiterolü için gelenler var. Siz de kendinize bir güzellik yapıp, yaşamın koşturmacasına bir mola verip gidin The Lioness’e…

Pişman olmayacaksınız.