Pınar Gürsoylu’nun @cupsandothers adresini takip edenler bilir, kendisi zevk sahibi bir koleksiyoner; lise yıllarında başlayan bu tutkusu bugün farklı bir tarzda devam ediyor. Koleksiyonunu her geçen gün daha da genişletirken, kahve ve kahve sunumu ile harmanladığı bir dünya yaratmış kendisine. Aslında İngilizce öğretmeni olan Gürsoylu, Ordu’nun İkizce ilçesinde mesleğini yapmakla kalmıyor, bu tutkusunu öğrencileri ile de paylaşıyor.
İngilizce öğretmenliği ile beraber, harika kahve ve sunum hikayeleri @cupsandothers. Nasıl başladı hikayeniz?
Lise yıllarımda kupa koleksiyonu ile başlayan serüven cam, porselen ve farklı malzemeler, özel olarak tasarlanmış fincanlarla devam etti. Yaptığım seyahatlerde gittiğim şehirleri hatırlatan fincan ve kupaları biriktirerek başlayan koleksiyonumun gittikçe artan sayısı daha da geliştirmek adına beni heyecanlandırmaya başlamıştı. Bir yandan da kahveye olan tutkum servis ediliş tercihimi de etkilemeye başladı. Kahve türlerini yakından tanıdıkça kendi özel tariflerimi geliştirirken; farklı sunum tasarımları için araştırmalar yapmaya başladım. Pandemi başladığında evde geçirdiğim sürenin artması kendimi bu anlamda geliştirmemi sağladı. Kendi kafemi kurgulamak ve bunu instagram hesabımdan paylaşmak; başta yakın çevrem sonra da zamanla tanıştığım takipçilerimi heyecanlandırmaya başladı. Kendi özel koleksiyonumu takipçilerimle paylaşmak, onlarla girdiğim etkileşim ile kendi stilimi yansıtmak beni her anlamda geliştirdi. İngilizce öğretmenliği hayata geniş bir açıdan bakabilmeyi, evrensel algıları, bütün kültürleri tanımayı da beraberinde getiriyor. Bu tutkumu öğrencilerime kendilerini ifade etmeleri adına ilham vereceğini düşünerek okula da taşıdım. Okulda minik bir kahve köşesi kurarak benim yaşadığım bu kendime özel kaliteli zamanı öğrencilerimle de paylaşmak istedim.
İngilizce öğretmenliği hayata geniş bir açıdan bakabilmeyi, evrensel algıları, bütün kültürleri tanımayı da beraberinde getiriyor. Bu tutkumu öğrencilerime kendilerini ifade etmeleri adına ilham vereceğini düşünerek okula da taşıdım.
İnsanlar sizi takip ediyor, sizden ilham alıyorlar. Siz kimleri takip ediyorsunuz? İlham aldığınız birileri var mı?
Ben sosyal medyada salt kahve hesaplarını değil kendi yaşam stillerini kahve tutkusu ile birleştiren hesapları takip etmeyi tercih ediyorum. Bu anlamda çok beğenerek takip ettiğim Merve Tuncer bana her anlamda ilham veriyor. Kahve sunumunu table setting ve sunum tasarımı olarak daha sanatsal kurgulayan hesaplar da çok ilgimi çekiyor. ‘atemenner’, ‘cosy magazine’ ve ‘cofeetect’ hesaplarını çok vizyoner buluyorum. Porselen ve seramik fincanlara olan merakım seramik sanatının gündelik yaşama yansıyan örnekleri ile her geçen gün artıyor. ‘todandco’, ‘monologuestories’, ‘ay.artporcelain’ form ve tasarımları ile oldukça ilgimi çekiyor.
@cupsandothers’in yanında Mi.Loa adında bir sayfanız daha var. Burada birbirinden güzel kumaş peçete tasarımları var… Burada yakında farklı ürünler de görebilecek miyiz?
Kurguladığım kahve sunumlarını daha kişiselleştirecek detaylara ihtiyaç duydum. Önce sadece kendi sunumlarım için ürünler tasarlamaya başladım. Sonraları takipçilerimin ilgisini çekmeye başlayınca artan talepler beni farklı bir hesap açmaya itti. Mi.loa böyle başladı. Şu anda vintage işlemelerle yeniden tasarladığımız bir seri üretime geçecek. İlerde kendi tasarımım olan fincanlarla sunumlar yapmayı çok isterim.
İyi bir sosyal medya kullanıcısı olarak, ileriye dönük hedefleriniz var mı?
Sosyal sorumluluk projeleri ile ilgili hesabımda farkındalık yaratmak adına girişimlerde bulunuyorum. Bodrum’da başlayan orman yangınlarının hemen sonrasında fincanlarımı Tema Vakfı’na bağış yapanlara hediye ettim. Şu anda da başka bir uygulama üzerinden seramik bardaklarımı satışa çıkartarak gelirini sokak hayvanlarına bağışlıyorum. Zamanla bunu daha geniş kitlelere yaymak daha büyük platformlarda faaliyet göstermek isterim.
Vintage ürünlerin sahip olduğu hikayeler ve yaşanmışlık hissi her birini çok özel kılıyor diye düşünüyorum.
Harika bir kupa ve fincan koleksiyonunuz var. Alışverişinizi daha çok hangi adreslerden yapıyorsunuz?
Bloop Porcelain, Atölye Ferah, Monologue Stories ve Arbor Porcelain çok severek takip ettiğim, sıklıkla alışveriş yaptığım markaların başında. Son zamanlarda vintage fincanlara olan ilgimin artmasıyla Antikacı Seyfettin’in online mezatından güzel parçalar topluyorum. Vintage ürünlerin sahip olduğu hikayeler ve yaşanmışlık hissi her birini çok özel kılıyor diye düşünüyorum.
İş birliği içerisinde olduğunuz markalar var mı?
İş birliği denince akla sadece ticari kaygılar gelse de ben ilk iş birliğimi yardım amaçlı Bloop Porcelain ile Bodrum yangınlarında Tema Vakfı’na bağış karşılığı porselen bardak hediye gönderimi ile yaptım ve bence bu para kazanmanın ötesinde vicdanen beni tatmin eden bir iş oldu. Bunun yanı sıra çeşitli markalarla hem ürünlerin gelişimi açısından bilgi alma hem de tanıtım amaçlı iletişim içinde bulunuyoruz.
Favori kahveniz hangisi? Ve neden?
Çok çeşitli tatlar denesem de asla vazgeçilmezim uzun çekim Americano’dur. Kimi zaman kahvaltı, kimi zaman tatlı eşlikçisi ve en çok da sabah uyandırma servisidir. Kahvenin içine eklenen diğer ayrıntılar daha baskın gelirken istediğim tadı almama da engel oluyor; bu nedenle aromalı ve sütlü kahveleri ara ara içiyorum. Tabi bir de onsuz olmaz dediğim Türk kahvesi var… En güzel sohbetlere eşlikçi olan Türk kahvesinin de bağımlısıyım.
Hazır kahve sektöründe birçok marka ve zincir kafe var. Siz en çok nereye gitmeyi tercih ediyorsunuz?
Bu alanda en fazla gitmekten zevk aldığım yer Starbucks kafeler. Aslında gerçek kahve tutkunlarının bu tarz zincir kahve noktalarından pek hoşlanmadığı bir gerçek. Fakat dünyanın neresine gidersem gideyim aynı zevki ve tadı alma konusunda bir hassasiyetim var, bundan dolayı da her zaman ilk tercihim oluyor. Bunun dışında İstanbul’da bulunan yeni nesil üçüncü dalga kahveci olarak adlandırılan Cup of Joy ve Petra Roasting Coffee gibi mekanlar da tercih ettiğim adreslerden. Buralarda farklı demleme teknikleri ve kahve çeşitleri oldukça ilgimi çekiyor.
Dünyanın birçok yerini ziyaret ettim; ilk başta yaptığım şey oraya ait yerel kafelerde çeşitli kahveler içmek oluyor. Bunca tecrübeye dayalı olarak diyebilirim ki; bence en güzel sunum en basit ve en sade olandır.
Ziyaret ettiğiniz yerlerden sunumu ile beğeninize hitap eden mekanlar nereler oldu?
Benim için kahvenin lezzeti ön planda ama aslında kimlerle birlikte içtiğim ve ortamın sıcaklığı daha da önemli. Dünyanın birçok yerini ziyaret ettim; ilk başta yaptığım şey oraya ait yerel kafelerde çeşitli kahveler içmek oluyor. Bunca tecrübeye dayalı olarak diyebilirim ki; bence en güzel sunum en basit ve en sade olandır.
İstanbul’da Morini aşırı sade ve şık sunumu ile beğenilerim arasında. Pera Palas’ın pastanesinin klasik ve vintage fincan ve tabaklardaki sunumlarına bayılıyorum. Nişantaşı’nda sağlıklı tatlıları, lezzetli kahve eşlikçileri, vegan kahve seçeneklerini ve sunum şekillerini çok beğendiğim Healin Food da sevdiğim adresler arasında.
Peki Karadeniz’de? Karadeniz’de yok mu beğendiğiniz mekan?
Son zamanlarda çevremizde çok güzel ve dikkat çekici mekanlar açılıyor, bu beni gerçekten mutlu ediyor. Bunların başında en fazla gitmeyi tercih ettiğim Samsun Atakum’da bulunan Meshk Cafe geliyor. Hem kahvelerinin sade sunumu hem de ortamı kendimize ayırdığımız vakti keyifli hale getirmesi nedeniyle tercihlerim arasında. Yine Samsun Atakum’da bulunan Cakery tatlılarıyla ve kahveleriyle uğrak mekanlarımdan. Bir de Ordu’da bulunan The Liones Store fincanlarıyla kahveyi daha da keyifli hale getiriyor.