Geçmişten Günümüze;
Ünye

ÜNYE TARİHİ

Ünye, Karadeniz’de koloniler döneminde MÖ. VIII. Yüzyılda antik bir kent olarak kurulmuştur. Kurulduğu dönemdeki adı günümüze kadar ulaşan ender yerleşim yerlerinden biridir. Bölgede ilk insan yerleşimi, Prof. Dr. İ.  Kılıç Kökten’in yaptığı arkeolojik kazılarda MÖ. XV bin yılına kadar uzadığı tespit edilmiştir. Tarih boyunca birçok kavmin egemenliğinde kalmıştır. İlk topluluk Kaşkalardır. Sonra, sırasıyla Hititler, İskitler (Sakalar), Kimmerler, Khalibler (Ünye ve yakın çevresinde yaşayan yerli halk), Grekler (kolonizasyon olarak), Persler, Pontuslar, Romalılar, Doğu Roma (Bizans) ve Türkler bölgeye hakim olmuşlardır.

Selçuklular döneminde Ünye, Çepni Türkleriyle Rumlar  arasında el değiştirmiştir ve 1346’da Hacı Emir Bey tarafından kesin olarak fethedilmiştir. 1461’de Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon Seferi sırasında Osmanlı yönetimine dahil edilmiştir. Osmanlı döneminde önemli bir yönetim merkezi olan Ünye’de Canik bölgesi ayanı olarak Hacı Ali Paşa ailesini görmekteyiz. 19. yüzyılın başlarında ise Canik Bölgesinin idarecisi Hazinedarzade Süleyman Paşa’dır. Ünye’de yaptırdığı görkemli saray 19. yüzyılın ortalarında tamamen yanmış, geriye sadece surları ve hamamı kalmıştır.

Ünye, Samsun Sancağına bağlı bir kaza iken, 1864 yılında yapılan bir düzenlemeyle il statüsü verilerek Sancak yapılmıştır. Fatsa, Niksar, Erbaa, Bolaman ve Karakuş ilçelerinin bağlandığı Ünye Sancağı üç yıl sürmüş, tekrar kaza haline getirilerek Canik Sancağına bağlanmıştır. Cumhuriyet’in ilanından önce, 4 Aralık 1920’de kaza olarak Ordu vilayetine bağlanmıştır.

Ünye Antik Çağlardan bu yana önemli bir ticaret merkezidir. Tarihi ipek yolunun Karadeniz’le bağlantısını sağlayan Ünye aynı zamanda önemli bir liman şehridir. Ünye tersanelerinde Osmanlı donanmasının ihtiyaçları karşılanmış, savaş ve ticaret gemileri inşa edilmiştir. Donanmanın ip ihtiyacı uzun dönem Ünye’den sağlanmıştır.

Ünye, kadıları, kaptanları, hattatları ve yetiştirdiği devlet adamlarıyla ünlüdür.

93 Harbi olarak bilinen 1876 Osmanlı – Rus Savaşı sonrası önce Çerkez, ardından Gürcü göçleriyle başlayan nüfus hareketi nedeniyle şehir merkezinde Türkçe yanında Rumca, Ermenice, Lazca, Çerkes dilleri ve Gürcüce konuşulmaya başlanmıştır. O dönemde şehir nüfusu 20 bin civarındadır. Köyleriyle birlikte nüfus 60 bini bulur. Samsun, Bafra ve Çarşamba ile birlikte bölgenin en kalabalık kazası durumundadır. O tarihlerde Ünye’nin 104 köyü vardır. Ünye’de 75 cami, 7 kilise, 2 han, 4 hamam, 400 dükkan, 2 medrese (Sadullah Bey ve Hamidiye medreseleri) bulunmaktadır. 1923 Lozan Anlaşması gereği yapılan mübadele sonucunda Ünye nüfusu 5.000’lere kadar düşse de günümüzde Ordu İlinin en kalabalık ilçesi durumundadır. Ünye’de geçmişin çok renkli sosyal ve kültürel hayatı günümüze kadar ulaşmıştır. Sadece ticaret ve sanayi şehri olarak değil, doğası ve tarihiyle Ünye  turizm alanında da iddialıdır.

 

ÜNYE’NİN İSİMLERİ

Ünye adı, eski kaynaklarda Oinoie, Onea ve Unieh gibi çeşitli yazım biçimine sahiptir. Okunuşu itibariyle Ünye’yi çağrıştıran bu  isimler, Luvi dilinde “bağ, üzüm, şarap” anlamına gelen “Oinos” sözcüğünden türemiştir ve “Şarap yöresi, şarabı bol yöre” anlamına  gelmektedir.

KALELER

ÜNYE KALESİ

Şehir merkezine 5 km. uzaklıkta, Ünye – Niksar karayolu üzerindedir. Karadeniz’in günümüze kadar ulaşmayı başaran en önemli tarihi mekanlarından biridir. Sarp bir kaya kütlesi üzerine kurulmuş kalede dört aşamalı surlar, dehlizler, su sarnıçları ve çok sayıda kaya mezarı bulunmaktadır. Kale kapısının solunda , yerden sekiz metre yükseklikte ana kaya üzerine oyulmuş kaya mezarı ise, Paphlagonia  kaya mezarları tarzındadır. II. Mithridates’e atfedilen mezar, kalenin Pontuslar tarafından etkin biçimde kullanıldığını göstermektedir.

Kale’de zirveye yakın bölgede 45 derecelik meyille kuzeybatı yönünde 2 adet dehliz bulunmaktadır. Dehlizlerden biri 420 basamaklı olup, kalenin eteklerine iniyor izlenimi vermektedir. Kral VI. Mithridates’i yenen Romalı komutan Pompeius, Ünye Kalesi ve diğer Pontus kalelerini tahrip ederek bu tünelleri büyük kaya parçalarıyla tıkamıştır.

Erken Hristiyanlık döneminde kalenin orta bölümü kutsal alan (kilise) olarak kullanılmış ve girişteki kaya mezarının iki yanındaki sütunlar sökülerek freskler işlenmiştir. Osmanlı döneminde de kalede asker istihdam edildiği bilinmektedir.

Kale’de hamam kalıntıları, havuzlar, su kanalları ve çeşme kalıntıları bulunmaktadır. Kale yolu üzerinde bulunan tarihi çeşmenin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemekle birlikte, kitabesinde 1823 yıllında Ümmü Gülsüm adına onarıldığı belirtilmektedir.

Boğaziçi Üniversitesi profesörlerinden John Frelly: “14. yüzyılda Jean d’Arras’ın Mélusine adlı romanında geçen Atmaca Kalesi, aslında Ünye Kalesi’dir.” demektedir. Dünyanın ilk romanı sayılan Mélusine, kalede esir tutulan bir kraliçeden bahsetmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan protokol çerçevesinde önümüzdeki yıldan itibaren, Ünye Kalesi’nde arkeolojik kazılara başlanması planlanmaktadır.

KAYA MEZARLARI

TOZKOPARAN MAĞARASI KAYA MEZARI;

İlçenin doğusunda, şehrin merkezine 5 km uzaklıktadır. Mağarada ki yüzey bulgularından mezarların M.Ö. 5000-7000 yılları arasında yapıldığı anlaşılmaktadır. Mağaranın tek girişi vardır ve girişin iki köşesinde boğa figürleri bulunmaktadır.

YAZ KONAĞI MAĞARASI

İlçe merkezinin 4 km güneyinde yer almaktadır. Pliyosen aşınım yüzeyinin hemen alt seviyelerinde bulunan ve bu yeraltı suyu sisteminin bir parçasını oluşturan mağara, Geç Kretase-Paleosen yaşlı kireçtaşı, kumlu kireçtaşı, kumtaşı ve kil taşlarından oluşan birimin içerisinde, doğu-batı yönlü bir düşey fay boyunca gelişmiştir. Yazkonağı Mağarası’nın girişi deniz düzeyinden 85 m, vadi tabanından ise 30 m yukarıda yer alır. Mağaranın toplam uzunluğu 900 metredir. Yazkonağı Mağarası giriş noktasına göre iki kısma ayrılır. Girişten itibaren önce güneye, sonra batıya doğru uzanım gösteren, oldukça dar ve yüksek tavanlı bir yapıya sahip olan galeri, Yazkonağı Maðarası’nın ana galerisini oluşturur. Girişten itibaren önce kuzeybatıya daha sonra batıya doğru uzanan ikinci galeri ise ana galerinin aksine, hem damlataş hem de genişlik yönünden daha iyi konumdadır. Bazı yapısal olumsuzluklara rağmen, mağaranın orta kesimindeki yaklaşık 8 m çapında ve 26 m yüksekliğindeki bir salonun tepesinden düşen ve mevsimsel olarak farklı debi gösteren bir şelalenin ve buna bağlı olarak bir yeraltı deresinin varlığı mağaraya ayrı bir görsel özellik katmaktadır.

HAMAMLAR

1880’li yıllara ait Trabzon Salnameleri’nin Ünye kısmında faal durumda bulunan dört adet hamam belirtilmektedir. Günümüze üç hamam ulaşabilmiş ve sadece bir tanesi (Eski Hamam) çalışır vaziyettedir.

SARAY HAMAMI

19. Yüzyılın başında Süleyman Paşa Sarayı ile birlikte yapılmış ve esas olarak saray mensuplarına ve misafirlerine hizmet vermek amacıyla kullanılmıştır. Saray yangını ardından umuma açılarak, 1980’li yıllara kadar “Yeni Hamam” adıyla hizmet vermiştir. Kentin turizminde önemli bir mihenk taşı olacak Kültür Yolu projesi kapsamında yer alan ve yaklaşık 784 bin liraya mal olacak Saray Hamamı’nın restorasyonunu devam etmektedir.

ESKİ HAMAM

Ünye şehir merkezinde Cumhuriyet Meydanına bakan hamamın inşa tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Halen hizmet veren yapı, bugün şehrin hamam kültürünü devam ettirmektedir. Giriş kapısının her iki yanında kupaya benzeyen süslemeler ve hamamın soğukluk bölümündeki sütunlarda lale motifleri bulunmaktadır. Yine aynı bölümde kubbenin ortasında ışıklık bulunmaktadır. Kubbe görüntüsüyle Roma hamamlarını yansıtmaktadır.

ÇİFTE HAMAM

19. Yüzyılın ortasında inşa edilen Çifte Hamam, Mimar Sinan’ın Osmanlı kültürüne kazandırdığı mimariye göre inşa edilmiştir. Orta Çarşı’da yer alan hamamda kadınlar ve erkekler aynı zamanda ayrı mekanlarda yıkanabilmektedir. Simetrik yapıda, iki ayrı hamamdan oluşur. Sıcaklık bölümünün altı cehennemlik tabir edilen bölümdür. Bu bölüm tamamen tahrip olmuş durumdadır. Sıcaklık kısmının dört köşesinde tek kurnalı halvet odaları bulunur. Bu odalardan biri tamamen yıkılmıştır. İki halvet odası arasında, ortada kurna ve oturma mekanları (göbek taşı) yer alır. Halvet odalarına yuvarlak kemerli kapılarla girilir. Çifte Hamam 1940’lı yılların başında hizmet dışı kalmıştır. Rölöve projesi Samsun Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmış olup, projelendirme işlemleri devam etmektedir. Projelerin onaylanmasına müteakip restorasyon çalışmalarına başlanacaktır.

SÜLEYMAN PAŞA SARAYI ve SURLARI

19. Yüzyılın ortalarında yanan Süleyman Paşa’nın yaptırdığı saraya ait surlarıdır. Surlarla çevrili bölgeye Paşabahçe denir. Saraydan kalan son hatıra; sarayın hamamı, çeşmesi ve bahçedeki havuz kalıntılarıdır. Saraydan önce de surların mevcut olduğu; çok eski dönemlerde burada bir saraydan ve akabinde bir kalenin mevcudiyetinden söz edilmektedir. Komnenoslarsın son temsilcisi Bizans imparatoru Androkinos Komnenos, imparator olmazdan önce 1180’de Ünye’de sürgün gönderilir. Günlerini eşi Theodora ile birlikte geçiren Androkinos, tarihi kayıtlara göre Ünye’de deniz kıyısında görkemli bir sarayda kalır. Yine 1640 yılında Ünye’yi ziyaret eden Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde deniz kenarında büyücek bir kaleden bahseder. Yer ve biçim olarak tarif edilen kale, bilinen Ünye Kalesi’nden farklıdır. Bu bilgiler ışığında Saray Surlarının başka yapılar tarafında da kullanıldığı anlaşılmaktadır.

 

TARİHİ ÇINAR AĞACI

Osmanlılarda fethettikleri yerleşim alanlarına çınar ağacı dikme geleneği vardır. Çınarla birlikte yerleşim alanı da genişler, büyür. Cumhuriyet Meydanında Anıt Ağaç olarak yaşamaya devam eden Doğu Çınarı (Platanus Orientalis), yaş ölçümüne göre 550 yıllık bir ağaçtır. Fatih’in Trabzon seferi sırasında dikildiği rivayet edilmektedir. Çevresinin boyu 9 m., çapı 3 m., boyu ise 30 metre uzunluğundadır. Ünye’nin çeşitli yerlerinde anıt ağaç niteliği taşıyan çınar ağaçları mevcuttur.

CAMİLER

ORTA CAMİ

1891’de Orta Çarşı ahalisinin girişimiyle yapımına başlanmıştır. Caminin kuzeybatı girişinde, dış kapı üzerinde yer alan bu kitabede, “ahalinin yardımıyla” inşasına başlandığı ifade edilmektedir. Seneyi 1317 (Miladi 1899) tarihini taşıyan bir kitabe caminin inşa yılını ve nasıl yapıldığını anlatmaktadır. Ünye taşından imal edilen cami 1939 depreminde ağır hasar görmüş ve taban alanı genişletilerek neredeyse yeniden inşa edilmiştir. Cami 2010 yılında restorasyona alınmıştır.

HACI OSMAN AĞA CAMİSİ

1702’de Hacı Osman Ağa tarafından yaptırılan camiden günümüze yalnızca minaresi ve bahçe-sindeki eski mezar taşları kalmıştır.

SARAY CAMİ

Kondura Hacı Ahmet Efendi tarafından 1720 Yılında inşa edilmiştir. Banisinden dolayı Kondoroğlu Cami olarak adlandırılmıştır. Cami ile tarihi çınar ağacı arasında kalan bölüme değirmen kurulmuş ve geliri camiye ihdas edilmiştir. Ünye taşından inşa edilen cami tarih mirası kapsamındadır ve taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Cami’den 80 yıl sonra inşa edilen Süleyman Paşa Sarayı sakinleri tarafından da kullanıldığı için Saray Camisi adını almıştır. 2007’de restore edilen caminin minber, mihrap ve kürsüsü orijinaldir.

ÇÖMLEKÇİ CAMİSİ

1820’de inşa edilen cami, kitabesine göre “El Hac Seyyid Alemdar Mustafa Ağa kerimesi Fatma Hanım” tarafından yaptırılmıştır. İki kat inşa edilmiş olup 1939 Depreminde üst katı yıkılmıştır.

KABADİREK CAMİSİ (KARYE-İ DİZDAR CAMİİ)

Ünye’ye 30 km. mesafede, Tekkiraz – Yaycı Mahallesi’ndedir. Adını eskiden caminin hariminde bulunan kalın direkten almıştır. Yapım yılı bilinmemektedir. Çantı tekniğiyle inşa edilmiş ahşap cami olmasına rağmen özellikle dış kısmı ağır onarımdan geçmiş, özelliğini kaybetmiştir. Sekiz yüz yıllık bir cami olduğu rivayet edilir. Cami ve caminin bulunduğu köy, adını Danişment Gazi’nin oğlu Emir Malik Gazi’ye bağlı bir bey olan Dizdar Bey’den almıştır. Camiyi çevreleyen alanda Beylikler dönemine ait mezar taşları bulunmaktadır. Caminin karşısında, yörede 19. yüzyılda yapılan şadırvanlara benzer bir şadırvan bulunmaktadır.

 

TÜRBELER

ŞEYH YUNUS EMRE TÜRBESİ

Yunus Emre’nin hayatı hakkında bildiklerimiz son derece sınırlı, bu konuda bilgi ve belge yok denecek kadar azdır. Kendi eserlerinden çıkartılabilen bazı bilgiler, çoğu menkıbevi kaynaklara ait kimi anlatılar ve kimi kaynaklarda rastlanan birkaç bilgi kırıntısı onun hayatı hakkındaki bilgilerimizin esasını oluşturur. En temel bilgimiz ise 13. yüzyılın ikinci yarısı ile 14. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşamış olduğudur.  Risâletü’n-Nushiyye isimli eserinin sonlarındaki

Söze târîh yidi yüz yidi-y-idi.

Yûnus cânı bu yolda fidî-yidi.

beytinde geçen h. 707/ m. 1308 tarihi, bu eserin telif tarihi olup Yunus Emre’nin bu yılda hayatta olduğunu göstermektedir.

Şiirlerinde genel olarak insanı, hoşgörüyü, olgunluğu, ölümü ve insan sevgisiyle beraber Allah sevgisini işleyen Yunus Emre’nin mezarının nerede olduğu da tartışmalı bir konudur. Miladi takvime göre 1320-21 yılında ve seksen yaşlarında öldüğü biliniyor, ancak mezarı konusunda farklı bilgiler vardır. Anadolu’nun muhtelif yerlerinde ona yakın Yunus Emre’ye ait olduğu öne sürülen mezar vardır. Bunlardan tanesi de Ünye’de şehir merkezine 3 km mesafede yer alan Şeyh Yunus Tepesinde yer almaktadır. Bekir Sıtkı SEZGİN tarafından bestelenen Yunus Emre’nin “Ayak İdik Baş Olduk” şiirinim altıncı beytinde yer alan “İndik Urum’a kışladık, çok hayr u şer işledik. Oney oldu son durak. Göçtük Elhamdülillah.” satırları  Yunus Emre’nin mezarının Ünye’de olma ihtimalini güçlendirmektedir. 13 – 19 Nisan 1982 tarihli Çağrı Gazetesin de “Ünye de ki Şeyh Yunus Emre” makalesinde Sayın Hasan Tahsin (SAY) KADIOĞLU Yunus Emre’nin beyitlerinden yola çıkarak yapmış olduğu araştırmasında Yunus Emre’nin Karadeniz kıyılarını gezdiğini ve zamanın en işlek limanı olan Ünye’ye kervan yolu ile geldiğini buraları çok sevdiğini ve 3 bahar kaldığını yazmaktadır. Bütün bu bilgilerin ışığında Yunus Emre’nin mezarının Ünye’de olması kuvvetli bir ihtimaldir.

TÜRBE VE EVLİYALAR

Anadolu Fetihleri başladıktan sonra Anadolu’nun manevi olarak imar ve ihyası için, bu toprakları kalıcı yurt yapmak,  Türkleştirmek, ve İslamlaştırmak için bölgenin manevi fatihleri devreye girmişlerdir. 15. yy dan itibaren kaynakları incelediğimizde hemen hemen her köyde şeyh, pir, hatip, imam ve fakih unvanı verilen önemli şahsiyetlerin varlığını yazılı kaynaklardan öğrenmekteyiz. Bu şahsiyetler bulundukları yerlerde sosyal hayatı dizayn ederek Türk – İslam kimliğini bu topraklara kazandırmışlardır. İsimleri ve mezarları unutulmuş bu şahsiyetlerin çoğu günümüzde birçok köyde efsane olarak anılmaktadır. Çoğunun da mezarları günümüze kadar ulaşmıştır.

KİLİSELER

YALI KİLİSESİ

19. Yüzyılda Ortodoks kilisesi olarak inşa edilen yapı, 1923 Mübadelesi’ne kadar yöredeki Rumlar tarafından kullanılmıştır. Mübadele sonrası cemaati kalmayan kilise kapatılmış, uzun yıllar depo, elektrik santrali ve düğün salonu olarak kullanılmıştır. 2014’te restorasyona alınan yapı, Ünye’de ayakta kalmayı başararak günümüze ulaşan tek kilisedir. Ünye Belediyesi tarafından restorasyon uygulaması tamamlanarak 2015 yılından itibaren çok amaçlı salon olarak hizmet vermektedir.

Yalı kilisesi uygulama projesi ile Tarihi Kentler Birliğinin 2014 yılı özendirme yarışmasında ödüle layık görülmüştür…

 AYANİKOLA KİLİSESİ

İlçenin batı yakasında, şehir merkezine 3 km. mesafede Ayanikola adıyla anılan mevkide yer alan kilisenin bugün sadece dış duvar kalıntıları mevcuttur. Kilisenin bulunduğu ada, ana karaya çok yakın olup taş ve horasan harcından oluşan bir sekiyle karaya bağlanmıştır. Hıristiyanlar için hacı olma derecesinde önemli bir kilisedir. Yapılan araştırmalar, Aziz Nikola olarak bilinen Noel Baba’nın ilk çalışmalarını Orta Karadeniz’de gerçekleştirdiğini ve bu kilise ile ilişkisi olduğunu ortaya koymaktadır. Mülkiyeti Büyükşehire ait olan adadaki kilise ile ilgili Büyükşehir Belediyesi çalışmalarını sürdürmektedir.

KIZILKAYA SAKLI KİLİSELER

Ünye Kalesi yakınında bulunan Kızılkaya Mevkiinde kaya mezarı olarak kullanılmış ve erken Hıristiyanlık dönemimde şapel gibi kullanılmış mağaralara haiz eski yerleşim alanıdır. İbadetin gizli yapılıyor olması ve ulaşımın zor olması sebebiyle yörede “saklı kiliseler” adıyla bilinir. İki mağaranın duvarında tahribata uğramış Hıristiyan freskleri bulunur.Kızılkayaların zirvesi Terme, Ünye ve Fatsa’yı aynı noktadan görebilmemizi sağlayan tek yerdir.

 

KADILAR YOKUŞU

Ünye Osmanlı döneminde birçok kadı yetiştirmiştir. Kadılık Ünye’de babadan oğla sürmüştür. Zamanın kadıları ve kendilerinden sonra gelenler bu yokuşta konaklar yaptırarak oturmuşlar burası bir kadılar mahallesi haline gelmiştir. Bugün bu konaklardan birçoğu günümüze ulaşmıştır. Orijinal taş döşemeli yolu, taş işçiliğinin en güzel örneklerinin işlendiği giriş kapıları ve eski Ünye evleri ile Kadılar Yokuşu adeta bir müze sokak gibidir.

Ünye Belediyesi, Antalya’da Tarihi Kentler Birliği tarafından 15’incisi düzenlenen Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması’nda Kadılar Yokuşu Sokak Sağlıklaştırma ve Kentsel Tasarım Projesi ile En İyi Uygulama Ödülünü aldı.

 

TARİHİ EVLER

Ünye’de bulunan 135 adet taşınmaz kültür varlığından 63 tanesi eski Ünye evidir. Tarihi evler, Orta Yılmazlar, Çamurlu, Hamidiye ve Kaledere Mahallelerinde bulunmaktadır. Osmanlı mimarisini yansıtan eski Ünye evleri; Rum, Ermeni ve Türk yapı sanatının sentezi durumundadır. Belediye, sivil toplum örgütleri ve vatandaş işbirliği ile restorasyonların yapılması için çalışmalar sürdürülmektedir.

SEBİLE HANIM KONAĞI

1877 yılında yapıldığı düşünülen Sebile Hanım Konağı  butik otel fonksiyonunda hizmet vermektedir. Ünye’nin taş işçiliğine dayalı geleneksel mimarisini tüm görkemiyle yansıtan ve restore edilmiş tarihi bir yapıdır.  2004 yılında ünyeli iş adamı tarafından satın alınarak yerli ve yabancı turistlerin hizmetine sunulmuştur.

 HÜSREV YÜRÜR KONAĞI

18.inci yüzyılda yapılmış yöre mimarisini en iyi yansıtan bu konak, çift merdivenleri ve bahçesi ile görenleri tarihin derinliklerine yolculuk ettiren bir mimariye sahiptir.

Taş oymaları, tavan süslemeleri, üzüm motifli çeşmesi ile batılılaşma dönemi konut mimarisinin nadir örneklerinden olan konak 2014 yılında iyileştirilmiştir.

PAŞABAHÇE KONAĞI

1898 yılında yapıldığı tahmin edilen Konak, Ünye Ticaret Odası tarafından satın alınmış ve Doğu Karadeniz Kalkına Ajansı’nın desteği ile restore edilmiştir.  Tescilli Paşabahçe Konağı, lokal ve butik otel olarak hizmet vermektedir.

KEFELİ HAN

Kefeli Han’ın kitabesinde 1871 yılında yapıldığı yazılıdır. ÇEKÜL Vakfı Başkanı Sayın Metin Sözen’in katkılarıyla kamulaştırması yapılmıştır. Kefeli hanın rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri için Tarihi Kentler Birliğinin “Bin Günde Bin Eser” programından hibe desteği alınmıştır. Restorasyon uygulamasına kısa zaman içerisinde başalanacaktır.

HÜSEYİN SABRİ KADI KONAĞI

Kadı evi diye geçmektedir. Kamulaştırması tamamlanmış olup restorasyon projesinde Ünye Belediyesi Konukevi olarak faaliyet göstermektedir.

YAŞAYAN KÜLTÜREL MİRAS MÜZESİ

Ünye Yaşayan Kültürel Miras Müzesi, 19. yüzyıl Klasik Osmanlı Mimarisinin özelliklerini taşımaktadır. 2009 yılında  kamulaştırılmış olup Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’ın teknik destekleriyle 2013 yılında restorasyonu tamamlanmıştır. 2013 yılı Tarihi kentler Birliği tarafından, Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma ve Uygulamalarını özendirme yarışmasında ödül almıştır. Müze ev, Somut olmayan Kültürel Mirasımızın yaşatılması, turizm potansiyelinin arttırılması amaçları ile Yaşayan Kültürel Miras Müzesine dönüştürülmüştür. Türkiye’de 4’üncü, Karadeniz’de ilk olan ve aynı zamanda Türkiye’de UNESCO logosunu kullanmaya yetkili tek müze olma özelliğini taşıyan “Ünye Yaşayan Kültürel Miras Müzesi” ziyaretçilerine geçmişe yolculuk yaptırıyor.

 

TÜRK- JAPON DOSTLUĞU VE ERTUĞRUL FIRKATEYNİ ŞEHİTLERİ ANITI

Anıt, Japonya’nın Yokohama Limanı’ndan 16 Eylül 1890’da ayrıldıktan sonra Kushimoto açıklarında tayfuna yakalanan ve kayalıklara çarparak batan Ertuğrul Fırkateyni’nde şehit olan Türk denizciler anısına 2014 yılında yaptırılmıştır. Bu anıt Türkiye’de yapılan ilk ve tek anıttır.

 

ÇAKIRTEPE

Ünye denilince akla ilk gelen yerlerden olan Çakırtepe Mevkiinde restoran ve çay bahçeleri bulunmaktadır. Bu tesislerde şehrin kuş bakışı manzarasını seyrederken meşhur Ünye Pidesini tadabilirsiniz. Çakırtepe Mevkii’ne ulaşım, şehir merkezinden kalkan dolmuş hatlarıyla sağlanmaktadır. Zamanı olan ve yürümeyi sevenler için aynı zamanda şehir merkezinden yürüme mesafesi 20 – 25 dakika sürmektedir.

 

DEĞİRMENLER

Çoğunluğu Ünye’nin dört akarsuyu üzerinde kurulmuş olan onlarca değirmenlerden çok azı günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Şehir merkezine yakın dört değirmen halen faal durumdadır.

Cevizdere, Aloğlu Değirmeni / Tabakhane Deresi, Ahmet Efendi Değirmeni / Lahne Deresi, İsmail Ağa Değirmeni / Cüri Deresi, Göbü Değirmeni

 

TAŞ İŞÇİLİĞİ

 MEZAR TAŞI, BAHÇE KAPILARI VE KUYULAR

Kolay işlenen ancak dayanıklı bir taş olan Ünye Taşı, çok eski dönemlerden bu yana inşaatlarda duvar malzemesi olarak kullanılmaktadır. 19. Yüzyıl’da ise Ünye’de yaygınlaşan taş işçiliğinin ana yapısını kapı ve pencere süslemeleri, çeşme ve sarnıç taşları ve süslemeli ocak taşları oluşturur. İlçede beyaz ve kırmızı renkli büyük bloklar halinde bulunan Ünye Taşı, kısa süre sonra ülkenin önemli mimarî merkezlerine sevk edilmeye başlanır. 1871’de yapımı tamamlanan Çırağan Sarayı’nın ardından Ünye Taşı özellikle İstanbul’a gönderilmektedir. Yeditepe Üniversitesi’nin tamamı ve Konya Adalet Sarayı Ünye Taşı’ndan yapılmıştır. İstanbul’da Çamlıca Camisi Ünye Taşı’ndan inşa edilmektedir.

 

EL SANATLARI

BAKIRCILAR ARASTASI VE BAKIRCILIK

Ünye’de bakır döğmeciliğinin Rum ve Ermenilerden Türklerin eline geçmesi 2 asrı bulmaktadır. Ünye’de bugün geçmişi 200 sene öncesine dayanan bir bakırcılar arastası (bakırcılar caddesi) bulunmaktadır. Eski şaşalı günlerinde olmasa da, arastayı ziyaret edenlerin halen daha kulağına bakır döven bakırcı ustalarının çekiç sesleri gelmektedir. Ünye koruma Amaçlı İmar Planında Korunacak Sokak olan Tarihi Kadılar Yokuşunun devamı, bakırcılar arastasıdır. Ayrıca; plan şeması ve geleneksel dokusuyla yaşamını sürdüren tek arasta bakırcılar arastasıdır.

HALICILIK, ÇAPULACILIK

Ev tezgahları biçiminde halı ve kilim atölyeleri bir dönem çok yaygınken, günümüzde ÇATOM tarafından üretimi yapılmaktadır. Halıcılıkla beraber, oyma ahşap işçiliği, ayakkabıcılık, süpürgecilik ve sepetçilikte Ünye’de görülen en yaygın el sanatları arasında yer almaktadır.

ÇÖMLEKÇİLİK

1945 – 1955 yılları arasında altın yıllarını yaşayan çömlekçilik, o yıllarda Ünye’de fındık üretimiyle birlikte en önde gelen geçim kaynağıdır. Bir kısmı iç piyasada tüketilen çömleklerin önemli bölümü Burunucu’ndan kayıklara yüklenir, ülkenin çeşitli pazarlarına gönderilirdi.

FINDIK

Bölgenin ve ilçemizin en önemli geçim kaynağıdır. Türkiye ölçeğinde Ordu ili en çok fındık yetiştiren ildir. Ordu ölçeğinde en çok fındık üreten ilçelerden biri Ünye’dir. İlçede modern fındık kırma tesisleri, işleme ve paketleme atölyeleri mevcuttur…

 

MESİRE ALANLARI

ÇAMLIK

Şehrin kuzey batısında, ilçe merkezine 2 km uzaklıkta, deniz ve ormanın birleşim noktasında bulunmaktadır. Çamlık, şehir içinde olması sebebiyle Ünye halkı ve civar bölgelerden gelen ziyaretçilerinin en çok tercih ettiği mesire ve piknik alanıdır. Adını, 1940larda dikilen çamlardan almıştır. İçerisinde 1800’lü yıllarından kalan Rum Mezarlıkları bulunmaktadır. Eşsiz deniz manzarası, yürüyüş ve koşu yolları, çamların gölgesindeki oturma alanlarıyla ziyaretçilerini beklemektedir.

 ASAR KAYA KENT ORMANI

Ünye Fatsa karayolu üzerinde, şehre 9 km uzaklıktaki 360 m rakıma sahip Asarkaya Milli Parkı ve Mesire Alanı doğayla iç içe piknik ve spor yapılabilecek bir alandır. Yılın her mevsiminde hizmet veren park, ailenizle ve yakınlarınızla keyifle vakit geçirebileceğiniz, ağaçların gölgesinde kitap okuyabileceğiniz, fotoğraf makinenizle çarpıcı kareler yakalayabileceğiniz bir doğa harikasıdır.

ÇET DAĞI MESİRE ALANI

Ünye Akkuş karayolunun 14. Km sinde 400 m rakıma sahip bir yer olan Çet Dağı Mesira Alanı özellikle yaz kış Off Road tutkunlarının ve şehirden uzak doğa ile iç içe olmayı sevenlerin vazgeçilmez mekanı. Çam kokusu içinde güzel bir hafta sonu geçirmek isteyenlerin uğrak mekanı olan Çet Dağı Mesire alanı piknik yapmak ve doğa yürüyüşüne çıkmak için mükemmel alandır.

ÜNYE BELEDİYESİ BİNİCİLİK TESİSLERİ

İlçe merkezine 5.km uzaklıkta Gün Pınarı Mahallesi, Cevizdere Mevkii’nde bulunan binicilik tesislerinde at yarışları yapılmakta ve binicilik dersleri verilmektedir. Tesiste lokanta, kafe ve spor sahaları bulunmaktadır. Aynı zamanda Zipline etkinlikleri de yapılabilmektedir.

 

ŞELALELER

Karadeniz’in derin bitki örtüsü içinde saklanmış olan, yeşilin bin bir tonuyla kucaklaşmış, özellikle yazları kış serinliğinde kalan derelerindeki şelaleleri ve yaylalarıyla her köşesi ve ayrı bir cennettir Ünyenin. Fatih Çağlayan Şelalesi, Erenyurt ve Pelitliyatak Yeşilyurt Şelaleleri ile beraber Kazankaya Kanyonu ve Şelalesi, Dumantepe, Dağüstü ve Ericek Yaylaları görülmeye değer tabiat harikası yerlerdir.

 

PLAJLAR

Ünye girişi Akçay Mevkii’nden başlayarak yol boyunca denizi, sahili ve plajları görebilirsiniz. Kıyıları siyah kumla çevrili Ünye Plajları yaz mevsimi boyunca hizmet vermektedir. Çınarsuyu, İnciraltı, Gölevi, Uzunkum, Kavaktepe, ve Kavaklarda yer alan bir çok plaj bulunmaktadır.

 

TARİHİ BURUNUCU YARIMADASI

Ünye’nin en önemli simgelerinden biri olan tarihi yarımada, denize sıfır konumu ve tarihi yapıları ile kentin turizm noktalarından biridir. 2019 yılında restorasyonu tamamlanarak fonksiyon kazandırılan yarımada Karadeniz Bölgesinin turizm açısından cazibe lokasyonlarından biridir.

 

ÜNYE’NİN MANYETİK KUMSALLARI

Ünye 27 km’lik sahil şeridi ile Türkiye’nin bakir alanlarından biridir. Sahil şeridini diğerlerinden ayıran en belirgin özelliklerden biri ise kumsallarıdır. Manyetik özelliği bulunan ve birçok hastalığa iyi geldiği bilinen Ünye Kumsalları son dönemde tüm dünya’da ilgi çekmeye başlamıştır. Mineral açısından oldukça zengin olan siyah kum, özellikle timüs bezini çalıştırarak stres ve uyku sorunlarından, romatizma ve sedef gibi birçok hastalığa çare oluyor.

 

YÖRESEL YEMEKLER

  • Pancar Çorbası ( kara lahana çorbası) • Kaldilik Kavurması • Melevcen Kavurması (diken ucu) • Turşu Kavurması • Ünye Pidesi • Sütlücen • Perzü (pazı) Kavurması • Mendek Pirinçlisi • Isırgan Çorbası • Çekintili Pancar (kara lahana) Sarması • Nemüslü Börek • Fırın Fasülyesi

 

KONAKLAMA

  • Ankara Hotel

Gölevi Mah. Devlet Sahil Yolu No:274/A

0452 324 10 13

  • Antik Hotel

Kaledere Mah. Hacı Emin Cad. No:21

0542 522 21 75

  • Atik Hotel

Atatürk Mahallesi Devlet Sahil Yolu No:254

0532 567 63 90

  • Ayanikola Tatil Evleri

Devlet Sahil Yolu Atatürk Mahallesi No. 188

0452 323 89 00

  • City Hotel

Kaledere Mahallesi Hükümet Cad. No:32

0542 722 02 57

  • Gülen Camping

Atatürk, Şht. Hüseyin Akar Sk. No:16

0535 522 71 68

  • Güney Hotel

Kaledere Mahallesi Belediye Cad. No:14

0452 323 84 06

  • Hasan Bey Hotel

Gölevi Mah. Devlet Sahil Yolu No:110

0452 324 13 13

  • Kılıç Hotel

Kaledere Mahallesi Hacı Emin Cad. No:8

0452 323 12 24

  • Lider Hotel

Kaledere Mahallesi, Belediye Cd. 24a

0452 324 92 50

  • Mavi Marin Hotel

Atatürk Mh. Bahar Sk. No: 8

0452 323 32 32

  • Ocak Hotel

Gölevi Mahallesi Devlet Sahil Yolu No:362

0452 323 86 80

  • Ramada Resort Hotel

Atatürk Mah. Devlet Sahil Yolu No:230

0532 266 53 70

  • Sebile Hanım Sahil Hotel

Gölevi Mah. Akademi Sok. No:7

0452 323 13 96

  • Sebile Hanım Konağı

Çamurlu Mah. Çubukçu Arif Sokak No:10

0452 323 74 74

  • Turizm Otelcilik Uygulama Oteli

Gölevi Mah. Çobanlar Mevkii Eski Okul Sok. No:65

0452 324 01 15

  • Ünye Öğretmen Evi

Gölevi Mah. Devlet Sahil Yolu No:464

0452 323 94 49

  • Yalıhan Arı Hotel

Orta Yılmazlar, Devlet Sahil Yolu No: 443

0452 324 24 70

  • Yanıklar Apart Hotel

Gölevi Mahallesi, 52300 Ünye/Ordu

0542 313 39 38